Dağ izle

Biri uzun, diğeri kısa dönem iki geçimsiz asker, merhametsiz bir dağın zirvesinde terörle zor bir mücadelenin içine girerler. Hayatta kalmak için önce kendilerine, sonra birbirlerine güvenmek zorundadırlar. sekiz sene önce mvzf asker olarak önce kasığımdan vuruldum. şırnak seslice yakınlarındaydık. bizim orada vurulan da, şehit olan da çoktur kimse anlatmaz çünkü herkes bilir ayda bir kere çatışmaya girerler. mermi bacağın etini deldi geçti 3 ay bilkentin oradaki merkezde fizik tedavi görüp yeniden hayata döndüm arkadaşlar, bunu size gönülden kimden geliyor düşüncelerim bilin diye yazıyorum. filmi dün gece izledim, nefesi de mecburen başka türk asker filmi yokken izlemiştik. tabi iyi bir başlangıçtı ve evet bu filmden daha süslüydü. ama nefes yanlıştı. askeri olduğu yerde sayan korkak, teslimiyetçi, üç beş çapulcunun sovyet roketini görünce ağlayan adamlar olarak gösterdi. çatışmada olan o el ayak titreten gaz ve ifadesizlik yerine bir korku hakimdi heryerine. bu filmi oturduk devre arkadaşlarım ve emekli komutanımızla izledik. bittiğinde gözlerimiz doluydu çünkü askerlik budur kardeşim. süslü çatışma dan dun yüzlerce asker değl az sayıda timler ve mangaların berbat şartlarda mücadelesidir. anlamaz bunu herkes, bilemez çünkü öyle ahım şahım amerikan hareketleri yoktur. biryerden bişey vızıldar vurulursunuz ya da vurulmazsınız neden vurulmadım diye akşam uyuyamazsınız herşeyi sorgularsınız. bu filmdeki röle istasyonunu gördüğümüzde soluğumuz kesildi. sesliceye gönderme yapıyor olduklarını anladık. gidecek arkadaşlar arasında nefesle kıyaslayan ergenler ufaklıklar görüyorum da, nefes nedir arkadaşım, dünyanın en güzel gözüken filmi olsa da askerimizi anlamsızca ölüyor diye gösteriyorsa bana ne, benim arkadaşlarımın fedakarlıklarını beş paralık etmiş olmuyor musunuz? ölen de olsa kurtulan da olsa kahramanlık yapan da olsa gerçek birkere bunu kafanıza kazıyın. asker aynen o saçma şartlarda eli kolu bağlı mücadele ediyor. sonundaki listede ise 2 arkadaşımızın ismini gördük ve bittik o an, tarifi yok o anın, koskoca adamları gizlice ağlattı, allah razı olsun yapanlardan, belki süslü püslü filim değil ama hikayesi bizi vurdu siviller anlar anlamaz ama biz anladık helal olsun kızlara yönelik "bağyanlara göre değil" diyen klavye kadrilere sesleniyorum: 5 kız gittik, benim kardeşim arkadaşlarımın da bir tanesinin erkek arkadaşı askerde diye, hem güldük, çok ağladık ve şaşırtıcı bir biçimde heyecanlandığımız birçok tedirgin sahne vardı. nefes'le alakasız bir film yanlız, bu film daha çok iki karaktere odaklanan bir yolculuk hikayesi, öyle nefes gibi 3 saatlik şiirler, yüzlerce asker ve bulut akması beklemeyin. sondaki jenerik ise inanılmaz bir dokunuş olmuş, ekibin filme ve askerlere olan aşkını gözler önüne sermiş bravo Çok kolpa bir film olmuş. Bunu belirtmek istemiyorum ama Hakkari Dağ Komando Tugayı, Cehennem Taburu denen ikinci taburda askerliğimi yaptım. Bakın arkadaşlar oraya giden gençlerin hepsi 20 yaşalrında delikanlılar ve burada anlatıldığı gibi öyle gözü peklik sökmez. Bir sıcak temasa girdin mi herkesin eli ayağı dolaşır. Öyle içinde rambo varmış gibiğ saldıramaz kimse. Kaldı ki kısa dönemler de çatışmaya götürülmezler. Nefes filmi bu filmden daha gerçekçi. Çünkü çatışma esnasında adam gibi çatışanıda olur. Ağlayanı da olur, donup kalanı da olur. Bu ve bu gibi filmler gençler zornlu askerliği, sistemi sorgulamasın, o gençlik hevesi ile atılsın diye çekilmiş "gaza getirme" filmleridir. Herkes askere giderken kasıla kasıla gider ama 1-2 ay sonra kafasını kaşımaya başlar. İstanbullu Oğuz bedelli askerliği tercih etmek yerine vatani görevinini kısa dönem olarak bölüğünde yerine getirmeyi tercih eder. Keçiörenli Bedir ise ne askerlerle ne komutanlarla iyi geçinebilen, başlı başına arıza bir uzun dönem erdir. Dağ Filmi Full izle Asiliğinden dolayı aldığı cezalarla da askerliği iki sene uzamıştır. Oğuz ile sürekli dalaşan ve ona ters giden Bedir, "poşetsin sen" diye küçümsediği dönemdaşıyla omuz omuza mücadeleye gireceğinden de habersizdir. Sonuç olarak filmin yapımcısına, senaristine bakıyorsun Alper Çağlar. Tabiri caizse hardcore kemalist, Osmanlı tarihini Türkiye'nin reddetmesini ve kötülemesini söyleyen bir yazar. Sinema eleştirilerini bile objektif gözle değil, siyasi görüşüyle yapıyor. Elizabeth Golden Age filminde Osmanlı'dan bahsederken Turkey denilmesi konusunda, Avrupa'da Osmanlı'ya 15.yy'dan beri Türkiye denildiğini bilemeyecek kadar tarih cahili. Böyle bir adamın çekeceği filmde tabi gaz filmi olur. Kimse birşey sorgulamasın herkes keklik gibi askere gitsin, takır takır gençler ölsün. ondan sonrada vatan sağolsun deyip sıradakiler gelsin. Nefes, sinemanın doğrularını az çok yansıtarak Dağ ile arasını çarçabuk aşan bir çalışma. Milliyetçi söylemini gözümüzün içine soktuğu kimi sahnelere (özellikle final sahnesi) sahip olsa da, genel atmosfer içinde temel derdinin bu olmadığını anlamak zor değil. Dağ Filmi Barındırdığı ‘çatışma' duygusunu hem aksiyon bölgesinde hem de karakterlerin ruhunda sağlamaya çalışan film, dolayısıyla atacağı sloganı nereye yerleştireceği konusunda telaşa düşmüyor, boşlukları doldurmak için ekstra bir çaba harcamıyor. Yedinci sanatın sessiz sinemadan bugünlere uzanan serüveninde, etki yaratmaya yönelik formüllerden biri de bu. Daha çok propaganda filmlerinin ilgi alanına giren bu yaklaşım, slogan atmayı ve bu sloganın arkasına saklanarak sinema diliyle pek ilgilenmemeyi getirir çoğu zaman. Dağ Filmi izle Temel mesele, sloganın etki edeceği kitleyi ayakta tutacak bir duygu (duygu seli) ortaya koymaktır. Bu noktada, sinemadan ziyade bir ‘niyet' doğrultusunda sıralanmış resimler görürüz beyazperdede. Bunu sinema sanatıyla buluşturup doğru bir açı yakalayanlar da olmuştur, ama genel toplamda bunların sayısının çok az olduğu da bir gerçektir.